Her Öğretmen Kendi Mesaisinde Yorulur

Her Öğretmen Kendi Mesaisinde Yorulur

Geçtiğimiz günlerde bir TV yarışma programında sorulan skandal bir sorudan hareketle kamuoyunun bilinçaltına yerleştirilmiş ve tetiklenmeye çalışılan öğretmenlik mesleği ile ilgili olumsuz algı, düpedüz eğitim neferi olan öğretmenlerimize bir itibar suikastıdır.

Öncelikle hangi akla hizmet ettiği kestirilemeyen bu soruyu hazırlayan şahıs veya şahısları TV kanalı başta olmak üzere tüm öğretmenler adına kınıyorum.

Her mesleğin kendi esprisi içinde ele alınıp bu çerçevede değerlendirilmesi gerekirken nedense sürekli meslekler arası karşılaştırma yapılarak ihale, bir şekilde eğitim camiasında öğretmenler üzerine bırakılmaktadır. Bazı meslekler vardır ki herhangi bir değer yüklemesine ihtiyaç duyulmadan doğal değere  sahiptir. Bu mesleklerin başında da kuşkusuz öğretmenlik mesleği gelmektedir.

Unutulmaması gereken şudur ki, öğretmenin eline verdiğimiz girdi ve çıktı bir eşya değil insanlığın üzerinde şekilleneceği evlatlarımızdır.

Öğrencilerimiz geleceğimizin teminatlarıdır. Malesef hal böyle iken en çok üzerinde hassasiyet göstermemiz gereken bu mesleği kamuoyu önünde itibarsızlaştırmakta yarışıyoruz. Günden güne irtifa kaybına uğrattığımız öğretmenlerimize belirgi gün ve haftalarda teorik olarak kutsiyet atfederken pratik hayatta onlara karşılıksız çek muamelesi yapıyoruz. Üstüne üstlük öğretmenlerimizin, asıl odaklandığı alanlar olan çocuklarımızın eğitim ve öğretimine sundukları katkılardan çok aldıkları ücret yaptıkları tatil vb kendi inisiyatifleri dışında mesleki formasyona bağlı belirlenmiş  bir modellemenin faturasını da yine öğretmenlerimize kesiyoruz. Birileri ipteki cambazı göstererek asıl görmemiz gereken sorunları görmemizi engellemeye çalışmaktadır. Öğretmenlik, doğası gereği bir ihtisas mesleğidir.

Çünkü alanı ve konusu insandır. Bu açıdan tüm mesleklerden bağımsız olarak ele alınması ve kendine özgü özel şartlarının oluşturulması gereken bir meslektir öğretmenlik. Siz bir öğretmeni tüccar mantığıyla değerlendiremezsiniz. Mesai kavramının çok karşılığı bulunmayan tek meslek öğretmenliktir. Evine işini götüren başka hangi meslek erbabı vardır ki ucuz yargılarla öğretmenlik mesleği tiye alınmaktadır. Bu hakaret, dünyanın gelişmiş ülkelerindeki öğretmenler için yapılsaydı inanıyorum ki o kanal şimdi yayın yapıyor ve o mesnetsiz soruyu hazırlayanlar o kanalda çalışıyor olamazlardı. Maalesef bu yayına sadece kurumsal anlamda güçlü bir şekilde tepki veren Lider Eğitimci Yazarlar Derneği olmuştur. Onun dışında ciddi bir tepki oluşmaması da düşündürücüdür.

Siz bir öğretmeni tüccar mantığıyla değerlendiremezsiniz. Ayakkabı üreten bir fabrika işçisinin yaptığı hatanın telafisi mümkündür.

Ayakkabıyı ucuza satar ya da firma sahibi kâr zarar maliyetleri üzerinden dengeleri muhasebeleştirir, böylece işin içinden çıkar. Bu diğer sektörlerde de böyledir. Ama söz konusu insansa çöpe atamazsınız. Öğrenci bir meta değildir. Öğretmenin öğrenci üzerinde hata yapma lüksü olamaz. Yapılacak herhangi bir hatanın telafisi olamaz. Topluma defolu girecek bir birey diğer bireylerin karşısına sorun olarak çıkacaktır. Bu anlamda öğretmene yüklenen sorumluluk ve misyon çok önemlidir.

Bir başka açıdan bakacak ve analitik düşünecek olursak öğretmeni ve öğretmenlik mesleğini yarım gün çalışıp 3 ay tatil yapması üzerinde tam maaş aldığını söyleyerek hafife alan bu zihniyete şu sıralı soruları sormak yerinde olacaktır sanırım.

-İtfaiyecilerin sadece yangın çıkınca çalışması ama tam maaş alması.

-Müezzinlerin sadece beş vakit ezan okuması ve tam maaş alması.

-Bahçıvanların kışın oturması sadece ilkbahar ve sonbaharda çalışması.

-Subayların hiç savaş çıkmamasına rağmen durmadan maaş alması.

-Pilotların haftada birkaç defa uçması ama devamlı maaş alması.

-Durmadan kanalizasyon borularının patlamaması ama belediye işçilerinin devamlı maaş alması.

-Polislerin devamlı kötü adam kovalamaması ama maaşlarının tam alması vs vs…

Bu silsileyi uzatmak mümkündür ama bunu hangi mantığa ve hangi maslahata uygun olacağını düşünmek lazım. Toplumun transformasyonunu gerçekleş-tirecek  en etkili kitle öğretmenliktir. Her öğrencinin karakter kodlamasında mutlaka bir öğretmenin emeği ve katkısı vardır. Bu mesleği ve dolayısı ile öğretmenleri insanların gözünde yatan, bedavacı üretmeyen asalak konumuna kelepçelemek bir itibarsızlaştırmadır. Bu ise bir toplumun kendine yapabileceği en büyük kötülüktür. Buna çanak tutanların oturup  bu konuda ciddi düşünmeleri gerekmektedir. Çünkü geleneksel anlayışımızın en önemli çizgilerinden biri öğretmene saygı ve hürmettir. Eğer bu hassasiyet kaybedilirse buna bağlı yitirecek o kadar çok değerimiz olur ki değerleri olmayan toplumlar adı üzerinde değersiz kalmaya mahkum olur. Hayatını kaybetmiş öğretmenlerimizi rahmetle yâd ederken tüm öğretmenleri kendi mesleklerinin  onuruna saygınlığına  sahip çıkmaya davet ediyorum.

Selam ve dua ile

     

Musa KARTAL

Eğitimci Yazar 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.